Amerikan hükümeti 1820’den itibaren Osmanlı ile ilişki kurmak üzere çaba harcamaya başlar ve 1825’de John Roberts’ı geniş yetkilerle Bab-ı Ali ile görüşmeye gönderir. Önceleri pek olumlu yönde ilerlemeyen görüşmeler 1827’de Navarin’de İngiliz-Fransız-Rus ortak donanması Osmanlı-Mısır ortak donanmasını yok edince yön değiştirir. O zamana kadar Amerikalılar’ı pek dikkate almayan Bab-ı Ali ilişkilerin geliştirilmesi düşüncesine olumlu bakmaya başlar.
1824’de İzmir’de açılmış olan Amerikan Konsolosluğu’nun yetkililerinin yürüttükleri ve 10 yıla yakın süren çabalar sonucunda 7 Mayıs 1830’da “Dostluk Ticaret, Seyr-i Sefain Anlaşması” imzalanır. Anlaşmaya önem kazandıran ise II. Mahmud’un özel ısrarı ile eklenen bir de “gizli madde” içeriyor olmasıdır… Bu maddeye göre Amerikan tersanelerinde Osmanlı donanması için gemiler inşa edilecek ve gemilerin aynılarının Tersane-i Amire’de de yapılması için gerekli malzeme, İstanbul’a mühendis, işçi ve teknik bilgi ile birlikte gönderilecektir.
Anlaşmanın bu maddesinin Amerikan Senatosu tarafından reddedilmesi üzerine II. Mahmud’un sert tepki göstermesi, Amerikalıları başka bir yöne yöneltir. Birkaç gemi mühendisini göndererek reddedilen maddeyi başka bir biçimde işletmeyi düşünürler. John Eckworth adlı bir gemi mühendisi kendi eseri olan The United States adlı korvet cinsi gemi ile gelir ve bazı görüşmelerden sonra bir Rapor hazırlar. Raporda, Osmanlı Devletinin deniz gücünün çağdaş düzeye çıkarılması için yetenekli Türk gençlerinden ‘mimar’lar yetiştirilmesi ve bunlara son 25 sene içerisinde gemi yapımcılığında meydana gelen gelişmeleri ve özellikle “dağ ve koruların kereste kesim usüllerini” öğretmek gerektiği belirtilmektedir.
Yanlış kesim sonucunda doğanın tahrip edilmemesini de amaçlayan bu yaklaşımın dayandığı temel anlayış, daha sonra da gelişerek, günün koşullarına uyarlanarak sürüp gitmiştir. 1954’de kurulan GMO, kurulur kurulmaz bir yandan Türk Loydu’nu hayata geçirmek için çalışmalara başlarken; bunun bir gereği olarak “Ahşap Gemilerin İnşa Kuralları”nı hazırlayıp yayınlamıştır. Öncesinde ve 70’lerin başlarında, gemi yapımı için Orman Bakanlığı’ndan kereste tahsisi isteyen girişimciler, GMO’nun belirlediği kurallara göre hesaplanan firelere göre hazırlanan ve GMO’nun düzenlediği “Ahşap Malzeme Tahsis Belgesi” ile başvurmak zorundaydılar.
Ahşabın yerini, çelik ve giderek diğer malzemeler alsa bile, çevreci temel anlayış hiç değişmemiştir. Pek bilinmez ama, günümüzün EcoShip, GreenShip olarak adlandırılan yeni konseptini yıllar önce ilk gündeme getiren kişi, GEMİ DİZAYNI kitabıyla tasarıma “ekonomik parametre”yi de eklemek suretiyle dünyada yankı uyandıran, mesleğimizin kurucusu değerli hocamız Ord. Prof. Ata NUTKU’dur.
İşte bu nedenle ormanlar ve ağaçlar, biz Gemi Mühendisleri için ÖNEMLİDİR.